
1972 senesinde Artvin’in Hopa ilçesine bağlı Sugören köyünde doğan Kazım Koyuncu, müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başladı.
Çocukluğu, ‘üstadım’ söylediği, Kemençeci Yaşar lakabı ile tanınan Yaşar Turna’nın yanında türkü dinleyerek geçti. İstanbul’a üniversite eğitimi için ulaştıktan sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başladı.
1992’de ustalaşmış müzik yaşamına geçti. Türkiye’nin ilk laz-rock grubu olan ‘Zuğaşi Berepe’yi (Denizin Evlatları) kuran Koyuncu, bu grupla 1995’te ‘Va Mişkunan’ (Bilmiyoruz), 1998’de de ‘İgsaz’ (Gidiyor) isminde albümleri yapmış oldu.
1998’in sonunda ‘Zuğaşi Berepe’nin dağılmasının peşinden tek başına müziğe devam etti ve ‘Salkım Söğüt’ isminde projelerin ikincisinde üç şarkıyla yer aldı. 2001 senesinde ilk solo albümü ‘Viya’yı çıkardı.
Kanal D’de gösterilen ‘Gülbeyaz’ adlı dizinin hem müziklerini icra eden hem de bazı bölümlerinde oynayan Koyuncu, ‘Sultan Makamı’ dizisinin de müziklerini hazırladı. İkinci solo albümü ‘Hayde’yi nisan 2004’te çıkardı.
Karadeniz müziğinin kuvvetli temsilcilerinden Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile beraber düzenledikleri, büyük ilgi gören ‘Hey Gidi Karadeniz’ konserler dizisinin de öncülüğünü yapmış oldu.
Nisan 2004’te çıkardığı ikinci solo albümü ‘Hayde’, onu tüm Türkiye’ye tanıttı. 2004’ün sonlarında akciğer kanseri teşhisi konuldu ve tedavi görmeye başladı. 25 haziran 2005’te, 33 yaşlarındayken yaşamını yitirdi.
Karadenizli müzisyen, vefatından ilkin tedavi görmüş olduğu VKV Amerikan Hastanesi’nde düzenlenen ‘Çernobil’in Tesirleri ve Hasta Hakları’ temalı panelde kanserle mücadelesini anlatmıştı.
Koyuncu, o dönem dört aydır kanserle savaşım ettiğini ve kanserin özgürlüğünü kısıtladığını ifade ederek, “kanseri kanser olmayanların anlamayacağını” söylemişti.
Genç müzisyen konuşmasında, “duyarlı bir sanatçı olarak dertleri hissediyordum. Kanser de oldum artık. Ben kanserden fazlaca korkan bir insandım…
“Kanserim ve korkmuyorum. Yalnız beni sevenleri ve özgürlüğümü düşünüyorum. Ölüm minik bir şey, fakat hastalık sizin özgürlüğünüzü sınırlıyor” demişti.
Günün öteki mühim vakaları
1801: Kahire’deki Fransız işgal orduları, Türk ordusuna teslim oldu.
1852: Barcelona’daki La Sagrada Familia kilisesinin mimarı Antonio Gaudi hayata merhaba dedi.
1861: Sultan Abdülmecid öldü, yerine Abdülaziz padişah oldu.
1903: Marie Curie, Paris Üniversitesi’ne sunmuş olduğu tezde radyumun keşfini deklare etti.
1903: ‘Hayvan Çiftliği’ ve ‘1984’ romanlarıyla tanınan İngiliz yazar George Orwell hayata merhaba dedi.
1923: Mustafa Kemal Paşa İzmir’den milletvekili seçildi.
1925: Yunanistan’da, General Thedoros Pangalos bir darbeyle iktidarı ele geçirdi.
1950: Şimal Kore orduları Cenup Kore’ye hücum etti, Kore Savaşı başladı.
1963: Anayasa Mahkemesi, ilk duruşma ile görevine başladı.
1971: Türkiye’de meydana getirilen ilk firkateyn Berk, Gölcük’te denize indirildi.
1974: Başbakan Süleyman Demirel, “ABD, Türkiye’yi cezalandırırsa bu şekilde dostu tekrar bulamayacaktır” dedi.
1975: İmam hatiplilerin harp okullarına alınması teklifini TBMM Ulusal Müdafa Komisyonu reddetti.
1993: Tansu Çiller, Türkiye’nin ilk hanım başbakanı oldu.
1997: Deniz araştırmacısı kaptan Jacques Cousteau hayata veda etti.
Tarihte bugün arşivi
Ekim ayı arşivi
Kasım ayı arşivi
Aralık ayı arşivi
Ocak ayı arşivi
Şubat ayı arşivi
Mart ayı arşivi
Nisan ayı arşivi
Mayıs ayı arşivi
1 haziran
2 haziran
3 haziran
4 haziran
5 haziran
6 haziran
7 haziran
8 haziran
9 haziran
10 haziran
11 haziran
12 haziran
13 haziran
14 haziran
15 haziran
16 haziran
17 haziran
18 haziran
19 haziran
(*25*)
21 haziran
22 haziran
23 haziran
24 haziran
Yoruma kapalı.