
Kaynak, Reuters
6 Eylül 2022
Şili halkı, ülkenin askeri yönetim altında hazırlanan 1980 anayasasının yerini alacak yeni anayasayı ezici bir çoğunlukla reddetti.
4 Eylül’de meydana getirilen referandumda seçmenlerin yüzde 62’si, ilerici olarak değerlendirilen anayasa taslağına “Hayır” dedi.
Oysa 2020’de meydana getirilen oylamada Şili halkının yüzde 80’i mevcut anayasanın değiştirilmesi yönünde oy kullanmıştı.
Peki, iyi mi oldu da bu değişiklik talebi gerçekleşmedi?
Seçmenlerin bir çok masadaki teklifin gereksinimlerini karşılamadığına inanıyor. Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan 46 yaşındaki yönetici José Burgar, “Değişikliğe gerekseme olduğu kati, şüphesiz olacak da, fakat iyi bir anayasaya, hepimizi temsil eden bir anayasaya gerekseme var” diyor.
25 yaşındaki talebe Dominga benzer biçimde bazı seçmenler ise netice karşısında hayal kırıklığına uğramış görünüyor:
“Bu mevzuda pozitif bir şey göremiyorum, buradan çıkacak yeni sürecin reddedilenden daha iyi olacağına inanmıyorum.”

Kaynak, Getty Images
Protestolar tetikledi
Şili’nin bu noktaya iyi mi geldiğini idrak etmek için Ekim 2019’a geri dönmek gerekiyor.
Başkent Santiago’da artan metro bileti fiyatlarının yol açmış olduğu kitlesel protestolar öteki büyük şehirlere de yayılmış, artan yaşam pahalılığı ve yoksulluğa karşı büyük gösteriler olmuştu. Şili Latin ABD’nın en varlıklı ülkelerinden biri olmasına karşın hem de en eşitsiz ülkelerinden de biri.
Devrin Devlet Başkanı Sebastian Pinera protestolar sebebiyle büyük bir baskı altında kaldı ve anayasa değişikliği için referanduma gidileceğini açıklamak mecburiyetinde bırakıldı. Sadece protestolar durmadı ve hükümetin Covid-19 krizine yaklaşımının da ağır bir halde eleştirildiği dönemde bile devam etti.
Kongredeki azil oylamasından sağ çıkan Pinera, hükümet karşıtı protestolar esnasında öne çıkan 35 yaşındaki solcu milletvekili Gabriel Boric’in devlet başkanı seçilmesinin arkasından Mart 2022’de iktidarı bıraktı.
Boric, anayasa değişikliğinin başlıca destekçilerinden biriydi ve yeni anayasanın halk oylamasında reddi, iktidardaki altı ayının ilk büyük krizi oldu.
4 Eylül’deki referandum sonuçlarının açıklanması sonrasında yapmış olduğu açıklamada Boric, “Kurultay ve sivil toplumla beraber yeni bir kurucu program oluşturmak için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum” dedi ve ekledi:
“Süreçten çıkarılan dersleri de dikkate alarak, vatandaşların büyük çoğunluğunun görüşlerini yansıtan bir metin ortaya koyacağız.”

Kaynak, Getty Images
Yeni anayasa metni ne içeriyordu?
Yeni anayasa teklifi, 155 üyeden (78 adam ve 77 hanım) oluşan Kurucu Meclis tarafınca hazırlandı.
Metin, cinsiyet eşitliği, kürtajın yasallaştırılması, yerlilerin hakları ve çevrenin korunması benzer biçimde alanlarda birçok tavsiye de dahil olmak suretiyle köktencilik değişimler sunuyordu.
Şili’nin “fazlaca uluslu” bir devlet olarak tanımlanması ve nüfusun ortalama yüzde 13’ünü oluşturan yerli halkın toprakları ve kaynakları üstündeki haklarının tanınmasını öngörüyordu.
Kamudaki istihdamda bayanlara yüzde 50 saptanca ayrılmasına yönelik bir tavsiye de içeriyordu.
Internasyonal uzmanlar, bu önerilerden övgüyle söz ederken, hatta tavsiye edilen anayasayı dünyanın en ilerici anayasalarından biri olarak tanımlarken, Şili halkının tepkisi fazlaca değişik oldu.
Başkent Santiago’da seçmen olan Monica AFP haber ajansına şunları söylemiş oldu:
“Şili’nin değişime ihtiyacı var fakat komünizme ihtiyacı yok ve bu süreç de bunu amaçlıyordu. Eşitsizlik ve bölünme yaratıyordu.”
BBC Mundo’nun (BBC’nin İspanyolca servisi) Şili’deki muhabiri Paula Molina, yeni anayasa taslağına muhalefetin, siyasal yelpazenin her kesiminden sesleri bir araya getirdiğini belirtiyor.
Molina, “Üstün dereceli düzeyde katılımın olduğu referandum sürecinin sonucu, seçmenlerin çoğunluğunda hakim olan eleştirel bakış mevzusunda şüpheye yer bırakmıyor” diyor.
Politika bilimci Pamela Figueroa’ya gore, anayasada ülkenin “fazlaca uluslu” olarak nitelenmesi, ülkenin bölünmesi çağrışımına, yerlilere çeşitli hakların tanınması da onların “ayrıcalıklı” grup olarak algılanmasına yol açmıştı.
BBC muhabiri Molina’ya gore, yeni anayasa metnini onaylayanlar metnin okunup anlaşılmasından yanaydı ve anayasa tasarısı ülkede en fazlaca satanlar arasına girmişti sadece metnin uzunluğu ve karmaşıklığı anlamayı zorlaştırıp toplumsal medyada yayılan yanlış bilgilere eklenince, içeriğine dair şüpheler giderilememişti.
Oylama sonucunun, anayasa değişikliğine itiraz olarak değil, tavsiye edilen metnin reddi olarak anlaşılması gerektiği belirtiliyor.
Şili’de demokrasiye giden uzun, dolambaçlı yol
Şili 1973’ten 1990’a kadar General Augusto Pinochet’nin demir yumruğu altında yönetildi. Pinochet rejimi, toplumsal güvenliğin ve yüzlerce kamu tutumsal teşebbüsünün özelleştirildiği bir ekonomik liberalleşme içeriyordu. 1980’de meydana getirilen halk oylamasında tartışmalı ve ezici bir çoğunlukla onaylanan mevcut anayasa da bu devrin ürünüydü.
1989 ve 2005 yıllarında parlamentoda onaylanan değişimler, bu anayasayı birazcık daha demokratik hale getirmeyi amaçlıyordu, ve devlet başkanına ordu başkomutanları üstünde yetki veren reformlar yapılmış oldu.
Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric yeni bir anayasa yazım süreci başlatma sözü verdi.
“Hayır” kampındaki pek fazlaca şahıs bu fikri destekliyor ve 2021’de seçilen Kurucu Meclis üyeleri tarafınca hazırlanan metinden daha ılımlı ve uzlaşmacı yeni bir metin oluşturma şansını pozitif karşılıyor.
Yoruma kapalı.