10 dakika ilkin
Ayşe Sayın – BBC Türkçe, Ankara

Kaynak, Cumhurbaşkanlığı
Aleviler için mukaddes Muharrem ayının birinci günü Ankara’da bazı cemevi ve derneklere yönelik saldırının arkasından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sürpriz bir kararla Muharrem orucunun son günü olan Aşure gününde Mamak’taki Hüseyin Gazi Türbesi ve cemevini ziyaret etti.
Alevi dedeleri ve akademisyenlerle buluşan Erdoğan, hemen sonra iftara katıldı.
Saat 21.30’da cemevinden ayrılan Erdoğan’ın ziyareti ortalama 1,5 saat sürdü.
Ziyarete başta Hüseyin Gazi Derneği yönetimi ile bazı alevi örgütleri tepki gösterdi.
Basına kapalı olarak gerçekleşen görüşmenin İçişleri Bakanı Süleyman Asil’nun danışmanlığını da icra eden AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi Arif Ali Özzeybek’in organize etmiş olduğu belirtiliyor.
Erdoğan, Mamak’ta bulunan ve Aleviler için oldukça mühim olan Hüseyin Gazi türbesi, cemevinin de bulunmuş olduğu Hüseyin Gazi Dergahı’nı ziyaret etti.
Programda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Asil ile Kültür ve Gezim Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Erdoğan’a birlikte rol aldı.
Ziyaret öncesinde Erdoğan, toplumsal medya hesabından, “aşure günü” sebebiyle bir bildiri yayımladı:
“Birlik ve beraberliğin simgesi olan #AşureGünü’nün ve muharrem ayının İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını arzuluyorum. Şehadetinin seneidevriyesinde şehitlerin efendisi, Peygamber Efendimizin torunu Hazreti Hüseyin Efendimizi ve Kerbela şehitlerini rahmet ve saygıyla yâd ediyorum”
‘Ziyaret saldırılardan ilkin planlandı’
Peki Erdoğan’ın bu ziyaretinin ne anlama geliyor, Alevi örgütleri ziyareti nasıl değerlendiriyor?
BBC Türkçe’ye konuşan AKP Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, pandemi periyodu hariç, neredeyse her yıl iftar programlarında buluştuğunu, hatta 2016’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde 10 Muharrem iftarı verdiğini anımsattı.
Tunç, Faruk Çelik’in Devlet Bakanlığı döneminde Alevi açılımı çerçevesinde emek harcamalar yapıldığını ve partisinin hiçbir fark yapmadan tüm kesimleri kucaklayan bir yaklaşımı olduğuna dikkat çekti.
Cemevlerine yönelik meydana getirilen saldırıları, kendilerine yapılmış hücum olarak gördüklerini belirten Tunç, o nedenle bunun bir “geçmiş olsun ziyareti” olarak yorumlanmaması icap ettiğini altını çizdi:
“Cemevlerine meydana getirilen saldırılar milletimizin birlik, beraberliğine bütünlüğüne yönelik meydana getirilen saldırılardır. Biz ve sayın Cumhurbaşkanımız ta başından beri etnik milliyetçiliğe, dinsel bölgesel milliyetçiliğe karşı olduğumuzu, hep söyledik. O nedenle meydana getirilen bu saldırılar hepimize yapılmış saldırılardır.
“Aslen bunların provokasyon olduğu da açık. Ankara’ya yabancı birisinin gelip üç yeri bir günde planlayıp saldırması bunu gösteriyor. İçişleri Bakanımızın da söylediği şeklinde bunun sorgulaması yapıldıktan sonrasında bağlantıları ortaya çıkacaktır. Kesinlikle bir bağlantısı vardır, teşkilat vs. Ve Arkasında kim var ise, yargı bunun hesabını soracaktır. Türkiye’nin birlik ve beraberliğini milletimizin bütünlüğünü bozacak hiçbir davranışa müsaade etmeyiz. Bugüne dek asla ödün vermedik, birlik ve bütünlüğümüz bizim en mühim değerimiz. Hangi sebeple olursa olsun, vatanımızda hiçbir ayrışmaya fırsat vermeden yolumuza devam edeceğiz.”
Tunç, Erdoğan’ın uzun aradan sonrasında Hüseyin Gazi Cemevi’ne ziyaretinin, Muharrem ayının ilk günü cemevi ve alevi derneklerine saldırılar sonrasında değil, daha ilkin planlandığını beyan etti.
Pandemi sebebiyle 2 senedir iftarların yapılamadığını kaydeden Tunç, “Ramazan iftarları da sadece bu yıl yapılabildi. Cumhurbaşkanımız aslına bakarsanız bu tür toplantıları yapıyordu, iftarlara katılıyordu. Kısaca bu saldırılar sebebiyle organize edilen bir ziyaret değil, daha ilkin planlanmış bir ziyaret” diye konuştu.

Kaynak, Cumhurbaşkanlığı
Cemevi yönetiminden tepki: Dayatmacı zihniyet kabul edilemez
Erdoğan’ın ziyareti öncesinde Hüseyin Gazi Vakfı ile aynı mekanı paylaşan Hüseyin Gazi Derneği, yapmış olduğu açıklamayla ziyarete tepki gösterdi.
Dernek yöneticileri açıklamalarında, Erdoğan’ın dernek merkezinin bulunmuş olduğu Hüseyin Gazi Dergahı’na yapılacağını medyadan öğrendiklerini belirterek, “Bu ziyaret programı Hüseyin Gazi Vakıf Başkanı Mehmet Ali Ayyıldız’ın kişisel inisiyatifi ile organize edilmiştir. Ziyaret sürecinden ne Vakıf Kurucular Kurulu’nun ne dernek Yönetim Kurulu’nun ne de Mütevelli Heyeti Başkanı ve Dernek Başkanımız Melih Hız’ın bilgisi bulunmaktadır” görüşüne yer verdi.
Cumhurbaşkanı’nın her yeri ziyaret edebileceği vurgulanan açıklamada özetle şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamı her yeri ziyaret edebilir. Sadece bu ziyaretin dayatma şeklinde olmaması beklenir. Dayatma ziyaret esnasında adı alınan dört vakıf yöneticisi haricinde kimsenin ziyarette bulunamayacağını da içeriyor. Dergâhımıza ziyarete gelenlerin dergâh adabına uyarak, dinlemeye, anlamaya, bir olmaya gelmesini beklerdik. Bu şekilde oldubitti ile meydana gelen dayatmacı bir ziyaret kabul edilemez.”
BBC Türkçe’ye konuşan Hüseyin Gazi Derneği Yönetim Kurulu üyesi Fevzi Gümüş, vakıf ve derneğin aynı adreste bulunduğunu, cemevi, yemekhane ve türbeyi barındıran mekanın Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden kiralanarak hizmet verdiğini beyan etti.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bu alanı iktidara yakın Alevi İnanç Birliği Vakfı’na tahsis etmek istemesi üstüne dava açtıklarını, bunun üstüne İçişleri Bakanı Asil’nun danışmanı Arif Ali Özzeybek’in devreye girerek, kendilerine tahsis ettiğini söylemiş oldu.
Gümüş, “Ortalama 1 ay ilkin protokol yapılmış oldu. Bu durum sebebiyle Vakıf başkanı birazcık ödün verme noktasına gelmiş olabilir” dedi.
Tepkilerinin Hüseyin Gazi Vakfı Başkanı’nın bu organizasyonu yönetime sormadan tek başına yapması bulunduğunu kaydeden Gümüş, şu görüşleri dile getirdi:
“Orası bir dergah, siyasiler gelir gider. Sonuçta bir inanç merkezi, siyasal şov yapmaması kaydıyla gelen de oluyor. Bizim açımızdan sorun şu: Cumhurbaşkanı da ziyaret edebilir. Fakat bu bizim, vakıf ve derneğin evsahipliğinde olmalıydı.
“Onların doğal ki siyasal kimliği ve pozisyonlarına nazaran ikimiz de düşüncelerimizi, taleplerimizi söyleriz. Bunu olabildiğince saydam yaparız.
“Sorun şu; Bu dergaha, türbeye Cumhurbaşkanı gelecek deniyor ve size kararınızı sormuyorum deniliyor. ‘Toplantıya vakıf yönetiminden ve çevresinden en fazla 10 şahıs katılabilir,’ deniliyor ve ‘TC kimlik bilgilerinizi vereceksiniz, GBT sorgulaması yapacağız,’ deniliyor. Kimin orada konuşacağı evvelde belirlenmiş. Bunu da İçişleri Bakanlığı belirliyor. Ben gitsem, ‘burası cemevi 20 senedir iktidarsınız, Alevilere yönelik ayrımcı politikalar uygulanıyor, bunu çözün’ diyemeyeceğim.
“Aslolan sorun de bu AKP’nin aczini gösteriyor. Alevilere bildiri veriyorsun fakat cemevinin yöneticilerini, halkı dışarıda bırakıyorsun. Sadece istediğiniz insanları çağırıyorsunuz.”
BBC Türkçe’nin ulaşmaya çalmış olduğu Hüseyin Gazi Vakfı Başkanı Ali Ayyıldız ise telefonlarımıza cevap vermedi.

Kaynak, Cumhurbaşkanlığı
PSAKD Başkanı Erçe: Kendi Alevilerini yaratmaya çalışan yaklaşımı tehlikeli görürüz
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Başkanı Cuma Erçe Erdoğan’ın ziyaretine ilişkin kendilerine bir çağrı gelmediğini belirtirken, Alevi kurumlarını muhatap kabul edip masaya oturan, sorunlarını ve taleplerini konuşulmuş olduğu bir iletişimi doğru bulduklarını söylemiş oldu.
Erçe, “Fakat Alevileri kendi içinde bölen, parçalayan, kendi Alevilerini yaratmaya çalışan, fitne sokmaya çalışan yaklaşımları da samimiyetten uzak buluruz ve tehlikeli görürüz” dedi.
Oldukca sayıda Alevi kurumu ve çatı örgütü varken, bunlardan bir tek birini belirleyip, kendi istedikleri isimlerde toplantı yapılmasını doğru bulmadıklarını belirten Erçe şu görüşleri dile getirdi:
“Bunca Alevi kurumunun çatı örgütleri var iken bu çatı örgütlerinin de birine bağlı olan bir kurumumuzu arayıp, orada adeta kendi belirledikleri adları toplayıp, kendi belirledikleri dedelerle, kendi belirledikleri kurum yöneticileri ile toplantı tertiplemek, şov yapmak, bizim 10 Muharrem şeklinde kutsalımızı siyasal malzemeye dönüştürme noktasında kesinlikle bunu doğru bulmayız, art niyetli buluruz.
“Zira Alevilerin bugüne dek onlarca talebinden bir tanesini bile kabul etmeyen, 20 senelik iktidarları süresince her fırsatta Aleviliği tanımak yerine, Aleviliği tanım etmeye çalışan, Alevilerin kutsallarına hücum eden, cemevlerine cümbüşevi diyen zihniyetin bugün cemevlerimize, derneklerimize kurumlarımıza adeta devletin yetkililerini seferber etmelerinin bir amaca hizmet etmiş olduğu düşüncesindeyiz.
“2023 genel seçimleri öncesinde bir taraftan kaos yaratıp, taraftan da sarıp sarmayalan tehlikeli bir görüntü. Daha dün Alevi kurumlarına hücum eden zihniyeti, tek başına kişinin eylemi olarak sınırlayan bir anlayışın, arkasındaki karanlık güçleri açığa çıkarmayan bir anlayışın bugün cemevlerine gidip aleviler adına söz söylemeleri, bazı vaatlerde bulunmaları, Alevililiği tanım etmeye kalkmaları kabul etmeyeceğimiz bir durumdur.”

Kaynak, Cumhurbaşkanlığı
ABF Başkanı Aslan: Cumhurbaşkanı’nın önüne kira kontratını koymak lazım,
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Mustafa Aslan da Erdoğan’ın Hüseyin Gazi dergahına yapacağı ziyareti kendilerinin de medyadan öğrendiğini ve çağrı edilmediklerini söylemiş oldu.
Ziyaret sebebiyle Cumhurbaşkanlığı makamına dönük bir tepkilerinin olmadığını belirten Aslan, “Tepkimiz, Alevilerin eşit yurttaşlık talebi ortadayken, AİHM kararları ortadayken, bunlara sessiz kalan bunlarla ilgili adım atmayıp, dolambaçlı yollarla değişik şekilde Alevileri dejenere etme girişimlerin şeklinde samimi olmayan yaklaşımlardan kaynaklı” dedi.
Alevilerin talepleri mevzusundaki muhataplarının hükümet ve temsilcileri bulunduğunu bundan dolayı de Cumhurbaşkanı ile daima görüşmek isteyeceklerini belirten Aslan, sadece iktidarın adımlarında samimi olması icap ettiğini altını çizdi:
“Biz cumhurbaşkanı ile de bakanlarla da görüşmek isteriz. Zira taleplerimiz Anayasal düzenleme isteyen talepler. Tüm bu tarz şeyleri görmezden gelip bir dergah üstünden münakaşaya girilmesini samimi görmüyoruz. İkincisi Hüseyin Gazi Dergâhı, Alevilerin dede ocağı, bir pir ocağı.
“Vakıflar Genel Müdürlüğü, orayı işgal etmiş. Hüseyin Gazi Derneği ile vakıf orada kiracı. Ülkenin ilk olarak bu utançtan kurtulması lazım. Bir inanç toplumunun bir dergâhı, işgal altındaysa Cumhurbaşkanı’na ilk olarak bunu sormak lazım, o kira kontratını önüne koymak lazım.”
Yoruma kapalı.