Çocuklar da depresyona girer mi?

Çocuklar da depresyona girer mi? – Sıhhat Haberleri

Çocuklar da depresyona girer mi?

Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, çocukluk çağı depresyonuna ilişkin değerlendirmede bulunmuş oldu.

Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, çocukluk çağından bahsederken iki ayrı devrin ele alınması icap ettiğini belirterek “Burada 7 yaş öncesinde şu demek oluyor ki bebeklikten başlamış olan, oyun çocukluğunu kapsayan dönem, 7 yaş sonrasında ise okul çocukluğunu ve daha sonrasında ergenliği kapsayan dönemden ayrı anlatmak daha doğru olacaktır.” dedi.

Yeme ve uyku sorunları çocukta depresyon habercisi olabilir

7 yaş öncesindeki depresyonda bilhassa ailelerin gözleminin mühim bulunduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “7 yaş öncesinde çocuklar kendilerini ifade etmek mevzusunda duygularını nitelendirmek ve isimlendirmek mevzusunda sorun yaşadıkları için hem aileler hem de uzmanlar için gözlem yapma ve çocukla zaman geçirme daha mühim olacaktır. Burada çocukta çökkün yapının görünmesi, çocukta devamlı kayıtsız bir tavrın görünmesi, çocuğun bilhassa yeme ve uyku mevzusunda sıkıntılar yaşaması ve huzursuz bir tavrın olması bizlere çocukluk çağı depresyonu mevzusunda düşünce verir.” diye konuştu.

Üç yaş öncesinde görülen bebeklik depresyonuna da dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Unutulmamalıdır ki bugün bebeklik depresyonu denilen, oldukca daha minik yaşlarda, 3 yaşın öncesinde de görülen ve yalnız çocukta huzursuzluk, kayıtsızlık, yeme problemleri ve ciddi uyku problemleriyle giden bir durum da söz mevzusudur.” uyarısında bulunmuş oldu.

Bağlanma problemlerine dikkat!

7 yaş öncesinde görülen depresyonun sebebinin bağlanma problemleri bulunduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Meydana getirilen emekler göstermektedir ki 7 yaşın öncesindeki depresyonun sebebi bağlanma problemleridir. 1970’li yıllara kadar olgunlaşmamış üst kişilik sebebiyle erişkinlik öncesi çocuklarda depresyon oluşamayacağı savunuluyordu. Daha sonrasında meydana getirilen çalışmalarda yetiştirme yurtlarında yaşayan çocuklarda, sık bakıcı değişikliği ve uyaran azlığı sonucunda ilk olarak yeme ve uyku problemleriyle başlamış olan, çökkün yüz ifadesi, devamlı umutsuz olma ve huzursuzlukla kendini ortaya koyan anaklitik depresyon olarak anlatılan minik çocukluk çağı depresyonu ortaya kondu. Bu çocuklar duygu ve düşüncelerini ifade edemiyorlardı sadece huzursuz ve hareketli tavırlarıyla, baş ve karın ağrısı şeklinde bedensel şikayetleri, kolay sakinleştirilememeleri, çökkün ve enerjisiz duruşlarıyla dikkat çekiyorlardı. Hepsinin ortak özelliği anne karnında başlamış olan, yaşamın ilk dokuz ayının en mühim periyodu olan, temel itimat güvensizlik dönemine denk gelen dönemlere dayanan bağlanma problemleriydi.” dedi.

Oyun terapisiyle başarı göstermiş sonuçlar elde edilebilir

7 yaş öncesindeki depresyon tedavisine değinen Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Genel olarak tedaviye baktığımız vakit; 7 yaş öncesi depresyonlarda, oyun terapisiyle, herhangi bir ilaç kullanmadan oldukça başarı göstermiş sonuçlar elde edilebileceği bilinmektedir. Bilhassa kendini ve duygularını ifade etmekte zorluk çeken bu grupta, ailelerimizin ve öğretmenlerimizin bunu fark edip kuşku olarak görmeleri bir uzmana başvurmaları mühim olacaktır.” dedi.

Çocuk kendini aşağılayan ifadeler kullanıyorsa dikkat!

Okul çağı depresyonundaki işaretlere dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Okul çağı depresyonlarında çocuklar artık kendilerini daha ifade edebilir bir hale geldikleri için hem uzmanlar hem de aileler evlatların duygu durumunu, kendilerini iyi mi hissettiği yada devamlı olarak değersizlik duygusu yaşayıp yaşamadığı hakkında çocuklardan data alabilecek duruma gelmiştir. Hemen hemen üst benlikleri gelişmemiş olmasına karşın ve özgüvenden tam bahsedilmiyor olmasına karşın bu çocuklar kendilerini ifade ederken ‘Ben aptalım, ben salağım’ şeklinde aşağılayıcı terimler kullanabilirler.” diye konuştu.

Kendine zarar verme davranışı artabilir

Buluğluk depresyonunun iki mühim özelliği olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Bu iki özelliği asla unutmamak gerekir. İlki, erişkinlik depresyonunda maalesef intihar riski, kendine zarar verici davranışlar giderek artmaktadır. İkincisi ise erişkinlik depresyonunda hiddet ve irritabilite en büyük ölçeklerden bir tanesi haline gelir.” dedi.

Okuldan kaçma, sigara kullanımı depresyon emaresi olabilir

Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Burada çocuklardaki ağlama ataklarının; ergenlerdeki ağlama ataklarının yanında hiddet nöbetleri, okuldan kaçmalar, sigara-alkol şeklinde maddelere yönelmeler depresyonun bir emaresi olabilir. Buluğluk dönemindeki kişiler oldukca neşeli bir tavır ve oldukca özgüvenli bir tavır göstererek depresyonu saklamaya çalışırlar.”

Yoruma kapalı.