Cezayirli akademisyen Dünya Kupası’nı değerlendirdi: Batılılar ırkçılık yapıyor

Cezayirli akademisyen ve gazeteci Ouissal Harize, Avrupa medyasında, 2022 FIFA Dünya Kupası tarihinde ilk kez yarı final oynayan Fas Ulusal Ekibi oyuncularına “terörist” benzetmesi yapılmasını Müslüman karşıtlığı olarak vasıflandırdı. Fas’ın, Katar’ın ev sahipliğinde meydana getirilen 2022 FIFA Dünya Kupası’ndaki “sürpriz” performansı ve Fransa ile yarı final maçına ilerlemesi, Avrupa’nın birçok kentinde luk kutlamalarına niçin olurken, Batı medyasında Fas Ulusal Ekibi hakkında meydana getirilen “manipülatif” benzetmeler ırkçı ve Müslüman karşıtı olarak değerlendirildi.

SALDIRGAN TUTUMU DEĞERLENDİRDİ

İngiltere’deki Durham Üniversitesinde bilimsel niteliği olan emekler yürüten, dezenformasyonla savaşım amacıyla kurulan Doha merkezli teyit platformu Misbar’da editörlük meydana getiren Ouissal Harize, AA muhabirine, Batı medyasındaki idrak oluşturucu ifadeleri ve Avrupa’da kutlamalara katılan Fas taraftarlarına yönelik saldırgan tutumu değerlendirdi.

“BU İLK DEĞİL”

Harize, Fas’ın turnuvada yarı finale kalan ilk Müslüman Afrika ülkesi olmasının İslam dünyasını gururlandırdığını belirterek, Batı’da maç sonrası kutlama meydana getiren Fas taraftarlarına yönelik saldırgan söylem ve davranışların şaşırtıcı olmadığını beyan etti. Harize şu değerlendirmede bulunmuş oldu:

“Avrupa’da destekledikleri takımın zaferini kutlayan göçmen taraftarlara düşmanlıkla tepki gösterilmesi ilk kez olmuyor. Aşırı sağ, taraftarların bu sevincini Fransa’ya olan ulusal aidiyetlerini gayrimeşrulaştırmak için kullanıyor. Faslı ve Şimal Afrikalı taraftarlara gösterilen bu tepki, Avrupa’daki uzun ırkçılık tarihinin başka bölümünü oluşturuyor.”

“AÇIK BİR DEZENFORMASYON ÖRNEĞİ”

Portekiz ile oynanan çeyrek final müsabakasını kazanarak yarı finale yükselen Faslı futbolcuların sevinçle işaret parmaklarını havaya kaldırmasının, Alman basınında terör örgütüyle ilişkilendirildiğine işaret eden Harize, “Alman Welt televizyonunun, Faslı oyuncuların ‘DEAŞ selamı’ verdiğini iddia etmesi, açık dezenformasyon örneğidir. Kamuoyunu yanıltmaya ve manipüle etmeye yönelik fena niyetli yanlış bilgidir.” ifadesini kullandı.

Harize, kanalın gelen tepkiler üstüne özür dileyerek yorumun araştırılmadan yapıldığı açıklamasını ise gerçekçi bulmadığını vurgulayarak, “Bunun yanlışlıkla yapıldığını varsaymak gülünç olurdu. Kolay ve süratli bir araştırma bile bu yanlış suçlamaların yayınlanmasını engellerdi.” görüşünü paylaştı.

Müslüman ve “terörist” ifadesinin kasıtlı olarak yan yana kullanıldığının altını çizen Harize şöyleki devam etti:

“İşaret parmağını havaya kaldırmanın birçok yorumu vardır. ‘Bir numara’ yada ‘galip gelen’ anlamında kullanılabileceği benzer biçimde Müslüman kültüründe işaret parmağı kaldırılarak ‘Tanrı’tan başka İlah yoktur’ da denebilir. Her durumda bunu terörizmle özdeşleştirmek tehlikelidir. Bu, daha ilkin ‘Tanrı-u Ekber’ ifadesine yapıldığı benzer biçimde anlamının zorla değiştirilip terörle bağdaştırılmasına benziyor.”

Danimarkalı sunucu Soren Lippert’in, Fas Ulusal Ekibi oyuncularının zafer sonrası annelerine sarılmasından bahsederken kucaklaşan maymun ailesi fotoğrafı kullanmasına değinen Harize, “Danimarkalı gazetecinin Faslı oyuncular ve annelerini maymunlara benzettiği videosunu seyretmek bana Nobel ödüllü yazar Toni Morrison’un ırkçılıkla ilgili kuvvetli yorumunu hatırlattı; Irkçı insanoğlu kendileri hariç her insanın görebileceği çarpık ruha haizdir.” diye konuştu.

MÜSLÜMAN KARŞITILIĞI

Harize, Fas Ulusal Ekibi’nın sahada Filistin bayrağı açmasının Avrupa basınında “antisemitizm” suçlamalarına niçin olduğuna dikkati çekerek, “Arap ve Müslümanların Filistin’le olan dayanışması asla sarsılmadı. Batı medyası buna niçin bu kadar şaşırıyor ki?” yorumunu yapmış oldu.

Turnuvada LGBT kol bandı takılmasına yasak getiren Katar’ın, Filistin bayraklı kol bandı takılmasına izin vermesine gelen eleştirileri de değerlendiren Harize, “Batı ne pahasına olursa olsun Filistin ile dayanışmayı bastırmaya çalışıyor. Bu tür aşırı saldırgan söylemler hegemoniktir, kolonyaldir ve kesinlikle hoş karşılanamaz. Katar, futbolcuların LGBT kol bandı takmasına izin verseydi de Filistin’le olan son aşama kesin dayanışmanın eleştirileceğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Avrupalı siyasetçilerin ve medyanın ayrıştırıcı dil kullandığını kaydeden Harize, bu durumun Avrupa’daki aşırı sağcı grupları cesaretlendirdiğine dikkati çekti. Harize, İtalya’da maskeli grubun ellerinde sopalarla kutlama meydana getiren Fas taraftarlarına saldırmasını örnek göstererek, “Bu, yürek parçalayıcı fakat keşke şaşırtıcı bulunduğunu söyleyebilseydim. Aşırı sağ, bilhassa kimse sesini çıkarmadığında göçmenlere zulüm etme eğilimindedir. Siyasal söylem ise bu nefreti beslediği için mesuldür.” diye konuştu.

Harize, “Orta Doğulu Hristiyanların da İslamofobik saldırılara maruz kaldığını görüyoruz şundan dolayı İslamofobi, ırkçılıkla el ele gidiyor. İslamofobi, ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının başka formudur. Bunu artıran ya da azaltan ana unsur ise siyasal söylem ve medyanın anlatıyı manipüle etme biçimidir.” değerlendirmesini yapmış oldu.

Fas’ın 1956’da bağımsızlığını kazanıncaya kadar Fransız sömürgesi bulunduğunu anımsatan Harize, Fas-Fransa karşılaşmasının oldukça simgesel anlamları bulunduğunu belirtti. Harize “Fransa takımının, zaferini garantileyen Afrika kökenli birçok oyuncuya haiz olmasını da ironik buluyorum.” görüşünü paylaştı.

Harize, yarı finalde Fransa’nın, Fas’ı yenmesinin arkasından Paris sokaklarında sertlik olaylarının yaşandığını hatırlatarak, “Fransız basınında yer edinen haberlere gore, aşırı sağcı ortalama 50 şahıs ruhsatsız tabanca taşımış olduğu için tutuklandı. Grup, Fransa’nın Dünya Kupası Yarı Finali’nde Fas’ı yenmesinin arkasından Paris’in en işlek caddesi Şanzelize’ye gitmeyi planlıyordu. Le Parisien’e gore, Fas’ı destekleyen taraftarlara sertlik uygulama niyetindeydiler.” dedi.

Tutuklananlar içinde, Fransa’da Ocak 2022’de feshedilen aşırı sağcı grup Zouaves Paris’in (ZVP) lideri Marc de Cacqueray-Valmenier’in de bulunduğunu aktaran Harize, “Tüm bunlara bakınca, aşırı sağcı grupların göçmenlere oldukça büyük sertlik tehdidi oluşturduğu anlaşılıyor.” diye konuştu.

Harize, maç sonrası toplumsal medyada dolaşıma sokulan “Fransa, Fas’ı yarı finalde yendikten sonrasında İslamcılar tarafınca yakılıyor” paylaşımlarına işaret ederek, şunları dile getirdi:

“Bu tweeti atanlar oradakilerin ‘İslamcı’ olup olmadığını nereden bilebilir? Laik olabilirler, ateist olabilirler, Hristiyan olabilirler. Unutmamamız gerekir ki bilhassa Fransa’da göçmenlere ‘dışlama’ politikaları arttı. Aşırı sağcı söylemler, Şimal Afrika kökenli Fransızların niçin anavatanlarına karşı kuvvetli duygular beslediğini sorguluyor. Aslolan sual, Fransa’nın niçin etken olarak kendi vatandaşlarını yabancı benzer biçimde hissettirdiği olmalı. Afrika kökenli Fransız vatandaşları niçin siyasal söylemlerle hedef alınıyor? Niçin medyanın söylemiyle ayrıştırılıyor? Genel olarak Afrika kökenli Fransızlar, Şimal Afrika kökenli Fransızlar niçin bıkmadan usanmadan ötekileştiriliyor?”

“AVRUPA İKİYÜZLÜ”

Avrupa’da 2022 Dünya Kupası’nın Katar’da düzenlenmesine verilen tepkinin turnuvanın devam etmiş olduğu ay süresince sürdüğünü ifade eden Harize, “Dünya Kupası’nın Katar’da yapılmasının Batı basınında ele alınış şeklini oryantalist, Avrupa merkezci ve ikiyüzlü buluyorum.” şeklinde konuştu.

Batı medyasının yayınlarıyla bir tek Katar’ı hedef almadığını vurgulayan Harize, meydana getirilen basmakalıp yorumlarla Orta Doğu’ya ilişkin oryantalist düşünceleri tekrarlamaktan öteye gidilemediği görüşünü paylaştı.

Harize, Batı’da sıkça dile getirilen insan hakları vurgusunun taraflı olmadığı süre “lüzumlu ve teşvik edici” bulunduğunun altını çizerek, “Batı medyası, insan hakları söylemini Katar’a ve genel olarak İslam yaşamına hücum etmek için tabanca olarak kullandı.” değerlendirmesini yapmış oldu.

Yoruma kapalı.

seo paket