Bel fıtığında risk faktörlerine dikkat edin

Vücudumuzdaki omurga, baştan kalçaya kadar uzanır ve omur olarak isimlendirilen kemiklerden ek olarak bu tarz şeyleri birbirine bağlayan disklerden meydana gelir. Belimizde 5 tane omur kemiği vardır. Bu kemiklerin içinde disk denilen kıkırdaklar vardır. Hususi bir bağ dokusu organı olan disk,omurganın hareketliliğine, dayanıklılığına ve her türlü zorlamalara karşı dirençli olmasına, ani darbelerin emilmesine ve ek olarak kuvvetin kuvvetin çevre dokulara dengeli bir halde dağılmasını sağlar. Bel fıtığı emareleri; bel, bacak ağrısı, ayaklarda uyuşma, yürümede zorlanma şikâyetlerdir. Ek olarak bacakta kramp ya da kasılma olabilir. Yürürken ya da ayakta dururken ağrı şikayetleri artabilir.

Bel fıtığı çoğunlukla orta ve ileri yaşlardaki kişilerde görülür. Pek cinsiyet ayırt etmese de erkeklerde daha sık görülür. Risk faktörleri içinde; Fazla şişman kişiler, ağır spor yapanlar, sık sık bel sağlığını korumadan ani hareket yapanlar, bedenen ağır işte çalışanlar, masabaşı çalışanlar vardır. Hastalığın tanısında; hastanın öyküsü,fiziki muayene, röntgen, manyetik rezonans, bilgisayarlı tomografi çoğunlukla kullanılır. EMG denilen sinirlerin elektro fizyolojik tetkiki lüzumlu görülür. Tüm incelem ve bulgular neticesinde ortaya çıkan tablo kişinin bel fıtığı hastası olup olmadığını ortaya koymaya destek sunar. Op. Dr. Mustafa Örnek, ”Gelişen teknoloji ile beraber bel fıtığı tedavisi oldukça konforlu hale geldi. Mikrocerrahi yöntemi bel fıtığı tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. Oldukca ufak bir kesi ile uygulanan Mikrocerrahi, mikroskop vesilesiyle detaylı görüntü elde edilebilen bir cerrahi tekniktir. Oldukca ufak kesi sebebiyle iyileşme süresi oldukca daha acele olur. Mikrocerrahi teknikte hasarlı bölgeye oldukca ufak bir kesi yapılıyor. Ameliyat işlemi ufak bölgeden uygulanıyor. Detaylı ve rahat görüntüleme sağlanabilmesi için ameliyathanede bulunan oldukca büyük boyutlarda bir mikroskop kullanılıyor. Net ve detaylı bir görüntü elde edilmesi hasta için yaşamsal öneme haiz olunan dokuların zarar ve hasar görmesi riskini en aza indiriyor.” dedi.