AKP, tarihinin “en kritik”  seçimine nasıl hazırlanıyor?

Ayşe Sayın – Ankara

20 senelik iktidarının en tehlikeli sonuç seçimlerine hazırlanan Hakkaniyet ve Kalkınma Partisi (AKP) 2023 seçimlerine dönük yeni hamleleri devreye sokmaya planlıyor.

Kira ve konut fiyatlarındaki üstün dereceli yükseliş üstüne “Cumhuriyet tarihinin en büyük toplumsal konut projesi” diye duyurulan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafınca gerçekleştirilecek  projeye yönelik ilgi ile moral kabul eden parti yönetimi, bir taraftan “kesenin ağzını” açarken, bir taraftan da “yeni ekonomik hamleler”le “kararsızlar” saflarına geçen seçmeni geri kazanma hesabı yapıyor.

“Doğalgaz müjdeleri” ve ilk yerli otomobil TOGG’un üretimine geçilmesi, iktidarın “seçim yatırımları” içinde sayılıyor.

AKP muhalefete ise sahada,  “6’lı masanın gizli saklı ayakları”  söylemi üstünden yüklenecek. 

Seçim hazırlıklarına hız veren AKP; bilhassa yaşam pahalılığı sebebiyle partiden uzaklaşan seçmeni kazanmaya dönük stratejiler ve sahada kullanılacak dil üstünde çalışıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında hafta başlangıcında meydana getirilen Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısının da ana gündemi seçim hazırlıklarıydı.

Kulislere yansıyan bilgilere gore AKP, seçim stratejisini “dış politikada zafer, ekonomide iyileşme” ve “6’lı masayı yıpratma” stratejisi üstüne kuruyor. 

Bu çerçevede, AKP’nin sahada kullanacağı en mühim argümanlardan birisini “diplomatik zafer” söylemi oluşturacak.

Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında Türkiye’nin “tahıl koridoru” oluşturulmasındaki görevi, Avrupa enerji krizi  yaşarken, Türkiye’nin “iki tarafla da görüşebilen” ülke konumunu koruyabilmesi “diplomatik zafer” olarak görülüyor.

Bu çerçevede, seçmene “yeni dünya düzeninde Türkiye’nin artık küresel güç odağı haline geldiği, bunun ekonomiye de pozitif yönde yansıyacağı” anlatılacak.  

Aralık ayındaki kur krizinin peşinden ekonomideki dengelerin alt üst olduğu iktidar tarafınca da kabul ediliyor.

Sadece geçen Temmuz ayında asgari ücret dahil, çalışanlara ve emeklilere meydana getirilen zamlar, tarımda ürün taban fiyatlarındaki artışlar, 3600 ek gösterge, EYT sorununa çözüm hazırlığı şeklinde adımların, seçmende karşılık bulmuş olduğu düşünülüyor.

Son 2 aydır da parti oylarının yükselişe geçmiş olduğu, iktidarın “moral üstünlüğü” tekrardan ele geçirdiği savunuluyor. 

Erdoğan’ın “Cumhuriyet tarihinin en büyük toplumsal konut projesi” olarak açıklamış olduğu TOKİ’nin gerçekleştireceği konut projesine yönelik ilgi, partide moralleri de yükseltti.

Bu hamlelerin devamının ise “yeni doğalgaz müjdesi” ve ilk yerli otomobil TOGG’un üretimine başlaması gösteriliyor. TOGG’u üretecek fabrikanın 29 Ekim’deki açılışının da görkemli bir törenle yapılması planlanıyor.

Toplumsal konut projesinde olduğu şeklinde ÖTV indirimi yada ilk kez vasıta sahibi olacaklar için uygun taksitle  otomobil almayı kolaylaştıracak projelerin gündeme gelebileceği ifade ediliyor. 

İktidarın seçim öncesindeki en zayıf noktasını “yüksek enflasyon” oluşturuyor.

İktidar partisi kulislerinde Ocak ayından itibaren ekonomide alınan önlemlerin pozitif yönde sonuçlarının alınmaya başlanacağı ve Şubat-Mart aylarında da enflasyonda düşüş sürecinin başlamış olacağı hesap ediliyor.

Vatandaşın, ilk başta sorun yaşamış olduğu, sadece artık enflasyonun artış hızının yavaşladığına dikkat çekilerek, “Enflasyon ilk başta yüzde 20’den birden 75’e terfi etti. Şimdi birkaç aydır 80’lerde. En fazla 1-2 puan daha yükselir. Baz etkisiyle sonrasında düşüşe geçecek, Şubat-Mart aylarında insanoğlu rahat nefes alır” beklentisi dile getiriliyor.   

Bu yüzden seçmenin “ekonomide iyileşme olacağına ikna edilmesi”ne dönük adımlar atılması planlanıyor. 

AKP, muhalefete ise “6’lı masanın ayakları” söylemi üstünden yüklenmeyi planlıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da son MKYK, “Altılı masanın yedinci ortağı PKK destekli HDP, sekizinci ortağı FETÖ. Bunların adı ortada yok fakat masaya ortaklar. Türkiye, 6’lı masaya emanet edilemez. 6’lı masanın ayaklarını vatandaşa açıklıkla anlatmalıyız”  talimatı verdiği belirtiliyor. 

CHP’li belediyeler de seçim sürecinde iktidar partisinin hedefinde olacak.

Bilhassa Ankara, İstanbul ve İzmir Büyükşehir belediye başkanlarının icraatları ve başkanların fiil ve söylemlerini yakından izleyen iktidar partisi, muhalefetin “yönetemeyeceği” iddiasını da karşıcılık belediyelerinin “başarısızlığı”na dayandırma hesabı yapıyor. 

Seçim çalışmalarının en mühim ayaklarından birisini ise gençler oluşturacak.

Ortalama 6 milyon gencin ilk kez sandığa gideceği hesap ediliyor ve genç oylarının seçim sonuçlarında belirleyici olacağı görülüyor.   

En fazla genç seçmenin AKP’de olduğu vurgulanmakla beraber, yeni seçmenlerin partiye ilgisinin düşük olduğu ifade ediliyor.

Bu yüzden gençlerin beklenti ve eğilimlerini tespit etmeye dönük kapsamlı bir emek harcama yürütülüyor ve gençler için de “sürpriz” projelerin uygulamaya konulması planlanıyor.

AKP yöneticilerine gore, uygulanan ekonomik programın seçmende pozitif yönde karşılık buldu ve bu Erdoğan’ın kişisel oylarına da yansıdı. 

Sadece ekonomik krizin ilk başlarında, Erdoğan’ın oylarındaki düşüş parti yönetimini tedirgin etmiş, hatta kulislere yansıyan bilgilere gore “Acaba Erdoğan’ın karşısına Mansur Yavaş çıkarsa sorun olur mu?” endişesi yaşanmış.

Sadece AKP kurmayları, artık bu şekilde bir risk kalmadığı görüşünde:

“Tek öngörülemeyen Mansur Yavaş’tı. Fakat 2-3 aydır bu şekilde bir mesele yok, karşısına kim çıkarsa çıksın Erdoğan kazanıyor. Fakat partiye oy verirken, milletvekili listelerine bakıp, ona gore karar verecek.”